Aralık, Ocak ve Şubat aylarını Adana’da
geçirdim. Bu kış aylarının sıcak geçmesi birçok meyve ağacının erken uyanmasına
neden oldu. Şubat sonunda Keremköy’ deki kır evime geldiğinde birçok meyve
ağacı uyanmış ve yeni yıla merhaba diyorlardı. Ben onların budamalarını,
bazılarının kış ilaçlaması ve gübrelemesi için geç kalmıştım. Bu nedenle de
zannederim bu yılı bana karşı biraz sitemkâr geçirecekler. Nitekim eriklerde
afid (yaprak biti) yaprakları tamamen sarmış, şeftalilerin yeni oluşan
yapraklarında Taphrina o
çirkin simptomlarını oluşturmuştu.
Geçte olsa afidlere karşı ilaçlamamı yaptım.
Bundan sonra gelecek yaprakların sağlıklı olacağını biliyorum. Hiçbirine,
planlamama rağmen çiftlik ve 3x15 kış gübrelerini veremedim. Tüm bu nedenlerle
bitkilerimin bana sitemkâr olmalarını anlayışla karşılamak zorundayım. Ama Mart
ayında yağışlarla beraber hepsini sevindirecek azot gübresini verdim. Geçen
sonbaharda diktiğim 30 kadar enginar harika olmuş. Ben yokken yardımcım onlara
azot gübrelerini verdikleri için son derece sağlıklı görünüyorlar. Birçoğunda enginar
başları oluşmağa başlamış.
Meyve oluşumu başlayan enginar bitkisi |
Ümidim 10 Nisan’dan itibaren kendi ürünümüz
mutfağımızı ve soframızı zenginleştirecek. Eşim ve ben yıllardan beri tüm
ilkbahar aylarında hemen hemen her hafta zeytinyağlı enginarı yemeği tüketmeyi
bir alışkanlık haline getirdik.
Mart ayında güllerin budamasını yaptım ve
geçen yıl çelikten yetiştirdiğim 30 kadar gülü çiftliğin değişik yerlerine
şaşırttık. Ayrıca 2 yıl evvel tohumdan yetiştirdiğim 20 kadar palmiye fidanını
da uygun yerlere şaşırttık. Yalnız asma fidanlarının temininde maalesef biraz
geciktim. Bu nedenle de sofralık, şaraplık ve kurutmalık olarak belirlediğim
asma çeşidi fidanlarına ulaşmam ve satın almam mümkün olmadı. Planım 50 – 60
kadar asma fidanı ile bir bağ kurmak ve oradan elde edilecek ürünü çiftlik
içinde değişik ürünlere dönüştürerek aile ve dostlar arasında tüketmekti. Bu
planım şimdi bir yıl ertelenmek zorunda kaldım. Bunun yerine temin edebildiğim
2 farklı çeşit asmadan bulabildiğim 7 fidan ile yüksek çardak yapmak, hem
gölgesinden ve hem de ürününden yararlanmak için onları dikebildim.
Çiftlikte esas sorunum yaz aylarındaki sulama
işleri. Yanlış planlama sonucu 600
m² çim alan oluşturdum.
Çim alanların yarısı |
Bu nedenle 2 yıldır yazın
sulamada sıkıntılarım oluşmağa başladı. Bu yıl çim alanı küçültmek için yeniden
peyzaj düzenlemesi yapmam gerekecek. Bunun için de çim alan üzerinde su
kanalları ve bu kanallar boyunca taş yollar planladım. Ayrıca belirli alanlara
yüksek çalı tipi su gereksinmesi az bitkiler dikmeğe başladım Bu alanları çakıl
veya benzeri materyaller ile malçlayarak sulanmaz alanlar haline getirmek
istiyorum. Bu amaçla hemen hemen her yıl genellikle Adana’da topladığım
çelikleri çiftliğe getirerek bir fidanlık oluşturdum. Hepsini dışarıdan fidanlıklardan
almak büyük bir mali yük getirmektedir. Bu nedenle peyzajda kullanacağım
bitkilerin büyük bir kısmını tohum ve çelikten kendim üremekteyim. Bu şekilde
davranışımda, doğal olarak düşündüğüm peyzajın oluşumunu geciktirmektedir.
Geçen 3 yıl içinde zeytin başta olmak üzere
ceviz, badem incir, nektarin, şeftali, erik, elma, Trabzon hurması, böğürtlen
meyvelerinin değişik çeşitleri ile oldukça zengin bir bahçe oluşturduk. İki
yıldır bunlardan ürün almağa başladık. Ancak bizlerin sevgilileri olan ve kısa zamanda
davetsiz misafirler olarak çiftliğe yerleşen sincap ve değişik tür kuşlar,
ürünlerimizi paylaşmakta, hatta ceviz gibi meyvelerden bize pek bir şey
bırakmamaktalar. Biz çiftliğin değişik yerlerine suluk ve yem kapları koyarak
bu dostlarımızı besliyor ve iyi bir komşuluk oluşturmağa çalışıyoruz. İnanır
mısınız, özellikle sincaplar bizim varlığımıza alışmağa başladılar ve bizlerden
ilk günler gibi pek ürkmüyorlar. Dileğimiz sabah kahvaltılarında soframızı paylaşmaları.
Umarım bu dostluğu bizden esirgemezler.
Geçen 2013 yılı kışı bizim için oldukça
tahripkâr geçti. Yüksek debili yağmurlarda çiftlik tamamen su altında kaldı.
Çünkü çiftliğin ortasından bir kuru dere geçmektedir. Arkasında çok küçük bir
havzaya sahip olmasına karşın, bir aylık yağmurun birkaç saat içinde yağması
ile zeytinlikler arasında daha önceden dolan dere yatağı nedeniyle, sular her
taraftan hücum ederek çiftliğin eski ve içinde incir ve çok sayıda zeytin ve
cevizin olduğu kısmını doldurdu. Akış bulamayan ve günlerce çiftlik içinde
kalan su maalesef ceviz ve zeytinlerimden yarısının ölümüne neden oldu. Bu
nedenle geçen yılımız dere yatağının beton kanal içine alınması ve eski kısımda
drenaj çalışmaları ile geçti. Artık debisi yüksek yağmurlara karşı savunmamız
olduğuna inanıyoruz.
Çiftlik içinde oturduğumuz kantri tarzı bina
yanında geçen yıllar içinde 60
m² bir müştemilat ile 180 m² yüksek tavanlı bir
depo yaptırdık. Ayrıca traktör ve ekipmanları ile sandallar için üzeri kapalı
oldukça geniş bir park alanımız oluştu. Evin hemen arkasına 4 araçlık üstü
kapalı bir araç park alanı da geçmiş yıllar içinde yaptırıldı.
İlk aldığımızda ana bina dışında hiçbir alt
yapısı olmayan çiftlik içinde tüm yollar kilit taş ile örtüldü evin tüm çevresi
karo veya kesme granit taşlarla kaplandı, Böylece yağışlı havalarda veya
sulamalarda çamur sorunu ortadan kalkmış oldu.
Sizlere geçen yıl yaşadığımız oldukça ilginç
bir olayı da aktarmak isterim. Yazın tüm çevre kuru olduğu için çiftliğin geniş
alanlarının sulanması ve birçok ağaç ve çalının yetişmesi nedeniyle tüm yaban
hayatı için oldukça davetkâr olmaktadır. Yukarıda anlattığım gibi sincap ve
kuşlar gibi paylaşmaktan zevk aldığımız dostlar yanında bizi ürküten ve
tedirgin eden diğer misafirlerimiz de olmaktadır. Geçen yıl balkonda otururken
oldukça büyük bir yılan dostumuz hemen aşağıda granit taş döşeli alanda görüldü
ve beni izlemeğe başladı. Oldukça renkli ve güzel bir hayvan olan yılan ile ne
şekilde bir ilişkim olacağını bilmediğim için onu üzülerek kovdum. Kovarken de
ayağımda olan plastik terliği onun yan tarafındaki boşluğa attım. Bu
davranışımı kabul etmediğini bildirmek için yerden 50 – 60 cm kadar yükselerek
protestosunu bildirdikten sonra gezinme alanını meyveliklerden ayıran biberiye
bordürleri içinde kayboldu. Ben sorunun halledildiğini zannederek ve eşimi de
ürkütmemek için bu olaydan kimseye bahsetmedim. Ancak ertesi günü sabah
kalktığımda kahvem ile birlikte balkona çıktığımda, bizim davetsiz dostumuz süs
olarak balkonda bulunan ve Ege’nin minyatür tek at arabası içinde yatarken
gördüm. Ancak bu sefer benim kovmama meydan vermeden kendiliğinde ayrılarak,
ilk günkü gibi tekrar biberiyeler arasında kayboldu. Ondan sonrada bir iki defa
kendisini görmeme ve hatta olayı sakladığım eşimin de görmesine karşın, bu
ortak yaşam olaysız devam etti. Bu yıl ne yapacağımı çok düşündüm. Geçenlerde
internette toprağa gömülen ve yılan savar olarak nitelenen bir alet gördüm. Bu
yıl onlardan iki adet alarak denemek istiyorum. Bu şekilde satılan gereçlerin
çoğunun, insan korku ve meraklarını süistimal ettiğini bilmeme rağmen, başka
çözüm yolu bilmediğimden denemek istiyorum.