keremköy de kır evi |
Bu yaşam fikri benim için
yeni düşünce değildir. Üniversitede aktif olarak çalışırken, daima herkesin sürdürdüğü rutin yaşam
şeklinin dışında, alternatif yaşamı denedim. Örneğin bir yıl boyunca her hafta
sonu iki gün İskenderun körfezi, Yumurtalık koyunda karavanımızda eşim ile
birlikte balık tutarak doğa ile baş başa kaldık ve bundan inanılmaz keyif
aldık. Şubat ayında sıcak bir oda yerine gece denizin üzerinde balık tuttuk.
Bazen sıyırtı yaparken, kayalara takılan oltalarımızı kurtarmak için suya
daldığımda oldu. Uzun yıllar yılbaşları ve hafta sonlarını http://ahmetayvalik.blogspot.com.tr/
isimli Blogda tanıttığım küçük evde geçirdik. Bir dekar olan bu vahşi alanda
ağaçlar yetiştirdik, taş bahçeler yaptık, kayalardan denize girdik, hemen hemen
her anından büyük keyif aldık. 2000 li yılların başında Adana’da bir köyde 8
dekar alan içinde yaptığım çiftlik evi ve bahçesinin düzenlenmesi bana
inanılmaz yaşam enerjisi verdi. 60’
lı yaşlarımı bu alanda oldukça aktif ve keyif içinde yaşadım. Hayatta
olumsuzluk ve pesimistliğe yaşantımda yer vermeden, sürekli olarak hayallerimin
peşinden koştum. Özellikle bu son Adana’ daki çiftlik yaşamım deneyimimden bir
gerçeğin farkına vardım. Biz şehirde yaşayanlar, o şehri yapıların, sokak ve
caddelerin kapsadığı sınırlar içinde düşünmekteyiz. Çevreme baktığımda hiçbir
dostum veya tanıdığım, Adana’ da şehir dışında o uçsuz bucaksız ovada inanılmaz
hayatların ve bizleri mutlu edecek olanakların olduğuna ve istersek bunları
paylaşabileceğimizi düşünmedik. Ben ve eşim 1970 li yılların başından
emekliliğe kadar Adana’ ya gelen diğer arkadaş ve meslektaşlarımla birlikte,
lojmanlarımızın da Üniversite içinde olması nedeniyle, tüm aktif hayatımızı
Üniversite kampusu içinde geçirdik. Bundan inanılmaz keyif aldık. Emekli olduğumuzda
da bu eski dostlarla kurduğumuz bir sitede yine beraberce yaşamağa devam ettik.
Bizler arasında 40 yılı aşkın bir dostluk bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle bu
arkadaşlarım benim ailem oldular. Onlarla bir arada olmak, ayni yaşam nişini
onlarla paylaşmak, inanıyorum ki, benim kadar onlara da bir güvence ve zevk
vermektedir. Birçoğumuzun çocuğu kucaklarımızda büyüdü, şimdi torunların
sevgisini paylaşıyoruz. Ama benim için bu yaşam şeklinde bir şey eksik
kalmaktadır. Bunu hep hissettim ve zaman zamanda arkadaşlarım ile paylaştım.
Emekli olduktan sonra maalesef ülkemizde
liyakat kavramı pek geçerli olmadığı için Üniversite çalışma düzeni, hepimizi
işe yaramaz olarak değerlendirerek kapının önüne koydu. Birçoğumuz hazırlıklı
olmadığımız yeni hayat şeklinde bocaladık, üzüldük ve çaresiz bu yaşam şeklini
boynumuz bükük kabul ettik. İnanıyorum ki, birçoğumuzun en dolu ve verici
olduğu bu dönemde, ülkemiz sosyal yapısı gereği olarak ta başka bir yaşam şekli
olabileceğini düşünemedik. Zaten hobi açısından oldukça fakir olan toplumumuz,
dışarıdan bizlere hazır bir yaşam şekli de sunulmadığı için birazda hayata ve
hatta kendimize küserek, hayatın son evresini tamamlama rutini içine girdik.
Hep düşünmüşümdür. Neden Adana’ da emekliliğimizde yaşam için bir köyü seçmedik.
Her şeyden önce 300–400 m² arsa yerine 2000–3000 m² alanlara evlerimizi inşa
eder ve daha ekonomik, ama daha konforlu ve doğayı tümüyle paylaşacak şekilde
zengin bir yaşam şansı elde ederdik. Şehirde bulunan tüm altyapı artık
köylerimizde de var. Adana’ ya en uzak köy belki 40 km . Ama istenirse 15–20 km
uzakta da köyler mevcut. Bu mesafeler büyük şehirler için bir mahalle
uzaklığındadır. Birçok vergi köylerimizde yok. Şehirde yardım olarak evlerimize
aldığımız yardımcıyı beklide dörtte bir fiyatına köylerde bulmamız mümkündü.
Bahçede her türlü sebze ve meyve yetişebileceği gibi istenirse kedi, köpek ve
tavuklarımız ile birlikte yaşam şansı bulabilirdik. İstenirse bunları yaparken
bütçenizi zorlamadan köylü dostlarımızdan yardım sağlamakta mümkün olabilirdi.
Böylece son 10 – 20 yılda çok gelişen ve beslenmemizde bizi kendine mahkûm eden
endüstriyel tarımın, şehirde yaşayanlar üzerindeki zorbalığı ve tahakkümünden
de kısmende olsa kendimizi ve ailemizi koruyabilirdik. Aracınıza park arama ve yaratma derdimiz
olamazdı. Üstü morsalkımla örtülen bir park alanı 2–3 yılda hazır hale
gelebilirdi ve bunları biz üzülmeden keyif alarak kendimiz yapabilirdik. Şayet
bu yaşam şeklini birkaç dostumuzla, komşuluk içinde gerçekleştirebilseydik,
doğanın içinde bu yaşam şeklinde ne kadar çok kutlanacak olayımız olurdu.
Bunun daha gelişmiş şekli
ise çiftlik karakterli sitelerin kurulmasıdır. Bu proje, bir ara Adana’ da
Üniversite dışında yaşayan dostlarımızla söz konusu olmuştu. Heyecanla bazı
ufak girişimlerin ötesine maalesef gidemedik.
Hatta bu projeyi daha
değişik boyutlar içinde de düşünmek ve planlamak mümkündür. Ülkemizin seçilecek
herhangi bir köşesinde daha büyük boyutlu yaşam alanları yaratmak, planlamak ve
birçok hizmete ortak ulaşmak şeklinde olabilir. Bu denize yakın bir Ege köyü
veya kazası olabileceği gibi Kaz dağlarında veya örneğin Kastamonu’ da bir köy
de olabilir. Büyük boyutlu
düşünüldüğünde akla gelebilecek birçok hizmetin ortaklaşa ve ucuz sağlanması
mümkün olabilecektir. Bu şekil yaşam özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde
özel sektör tarafından genellikle emeklilere sunulmaktadır. Son yıllarda Ege’
de İzmir civarında buna benzer yaşam üniteleri özel sektör tarafından planlanmaya
başlandığını bazı haber veya ilanlardan görmeye başladık. Hatta slow city
kavramı altında reklamları da yapılmaktadır.
Bunlar geçmiş yıllarda
üzerinde düşündüğüm, hayaller ürettiğim, ama arkadaşlarımla paylaştığımda,
benim ne düşündüğümü ve istediğimi anlamakta dahi sıkıntı çektiklerini
gördüğümde gerçekleştirme olanağı olmadığını gördüm ve bu nedenle, bu
düşünceler benim için birer hayal olarak kaldı. Ama ben alternatif yaşam
arayışlarına yalnızda olsam devam ettim. Sağlığım ve fiziğim müsaade ettiği,
eşimin de bana destek verdiği sürece bu hayatı sürdürmeğe devam edeceğim.
Peki, günlerim nasıl
geçiyor? Üç yıldır oğlumun Ayvalık Keremköy’ de aldığı çiftlik evi ve arazisini
ıslah için genelde inşaat faaliyetleri, hemen hemen tüm zamanımı doldurdu.
Keremköy deki kır evi |
Bu
arada her yıl 3–4 ayımızı dostlarımız ile birlikte Adana’ daki sitemizde
geçirmeye özen gösterdik. Bunun dışında Adana’ daki yaşantımda dış mekân
faaliyetleri sınırlı olduğu için son yıllarda, özellikle Adana’ daki köy
hayatımda ilgi duyduğum ve kısmen de başarılı olduğum mutfak benim için yeni
bir hobi alanı oldu. Bazen kendi kendime soruyorum, neden ve niçin mutfak
hayatıma girdi. Bu birazda benim tüm çalışma hayatımda laboratuarın önemli yeri
olmasında kaynaklanıyor. Bırakın biyokimyasal veya biyoteknolojik çalışmaları,
daha çalışma hayatımın ilk yıllarında turunçgillerden izole ettiğim bir patojen
fungus olan Phytophthora
izolatlarına laboratuar ortamında mama beğendirmek, benim ilk mutfak deneyimimi
oluşturmuştur. Ama şimdi tatlısından tuzlusuna birçok yemeği deniyorum ve
aldığım tepkilere bakılırsa oldukça da başarılı sayılırım. Çünkü Adana’ daki
sitemizde her biri deneyimli birer mutfak ustası olan hanım arkadaşlarımın,
yaptığım yemeklere olan tepkileri oldukça olumlu. Hatta zaman zaman onların övgülerini
de aldığım oluyor.
Ayvalık’ ta ise
başlangıçta yeşil ve siyah zeytin yapımlarını eşim ile beraber denedik. Eşim
Giritli ve bende körfezli olmama rağmen bu kadar güzel zeytin yememiştik.
Örneğin yeşil zeytinler Ağustos ayından sonra yumuşamalarına karşın, burada
denediklerimiz bir yıl sonra bile hala diriliğini muhafaza edebilmektedir.
Siyah zeytinde ise ilk defa Ayvalık’ ta yapıldığını gördüğüm çevirme veya
yuvarlama denilen teknikle yaptığımız zeytinin nefaseti bambaşka oldu. Ticari
olarak pek uygulanmayan bu yöntemde az tuzda zeytin tenekeler içinde fermente
olmakta ve bir yılı aşkın süre nefasetini koruyabilmektedir. Zeytin söz konusu
olduğunda, beklide çocukluğumun Edremit’ te zeytinyağı fabrikaları içinde
geçmiş olması nedeniyle kendimi bu bitki ve ürünlerine çok kaptırıyorum. Bu yıl
yeni uğraşım peynir yapımı oldu. Hatta bunun için büyük miktarlarda koyun sütü
ile beyaz ve hellim peynir yapımlarımız oldu. Kışın Şubat ayında hazırladığımız
bu peynirlerde hellim, Özden’ in favorilerinden olduğu için erkenden tüketmeğe
başladık. Beyaz peynir tüketimi içini Keremköy’ de inşaatın bitmesi ve oraya
taşınmamızı beklemekteyiz. Umarım Haziran ortasından önce köye taşınmış oluruz.
Bu yaz köyde değişik kışlık domates hazırlama yöntemlerini deneyeceğim. Bir
kısmını kurutacağım. Meyvelerden ayva, erik, şeftali, nektarin ile marmelâtlar
hazırlamak, bamya ve taze fasulye kurutmak istiyoruz. İlkbaharda hasat
ettiğimiz enginarların büyük bir kısmını derin dondurucuya koyduk. Bunlara
ilave harika yeşil baklalarımız oldu. Bunlardan da iç bakla hazırlayarak derin
dondurucuya koyduk. Bir kısmını yeşilken kurutarak fava için ayırdık. Büyük bir
kısmını ise kuruttuk Bunlardan bir kısmını tohumluk, diğer kısmı ise favalık
muhafaza edeceğiz.
Tüm yazlık domates,
biber, patlıcanın değişik çeşitleri ile bamya, rezene, roka, ekşikulak, nane
maydanoz dereotu tohum ve fidelerini Nisan ayında ekim ve dikimini yaparak yaza
hazırlandık. Bu ürünlerde mümkün olduğunca agrokimyasal kullanmadan üretmeğe
çalışacağız. Edremit körfezi henüz doğal dengesini tam kaybetmediğinden doğal
ürün yetiştirmeğe yardımcı olabilmektedir.
Niyetim sonbahara
girerken tarhana ve erişte yapmayı deneyeceğim. Akçay’ da oturan kız kardeşim
Nebahat’ ın yaptığı tarhana, yıllardan beri tükettiğimiz tek tarhana ürünüdür.
Dışarıdan aldıklarımız maalesef alıştığımız tadı bizlere vermediği için
tüketemedik. İnanıyorum kardeşimin yardımı ile bu yıl kendi yaptığımız
tarhanamızı tüketeceğiz.
Gördüğünüz gibi bizlerin
ikinci hayatımız oldukça yoğun ve hareketli geçmektedir. Bunlara ilave
köyümüzün 2 km
altında hiç bozulmamış bir doğa içinde denizimiz var. Bizler Rumlardan kalma
bir zeytinyağı fabrikasının iskelesinden hiçbir atığın kirletmediği denize
gireceğiz. Atık olarak hem endüstri, hem şehirsel ve hem de tarımsal atıkları
kastediyorum, Bu nedenle de kendimizi çok şanslı hissediyorum.
Korkmayın, ikinci
hayatınızı doya doya yaşamak için biraz cesaret. İnanın çok mutlu olacaksınız.
Artık Ege’ nin balıkçı kasabaları tükendi. Bu nedenle ülkemizin tüm köyleri
alternatif hayatı keşfetmek, hayattan zevk almak, yaşamı tüm varlıkları ve
boyutu ile paylaşmak için sizleri beklemektedir.
İhtiyacınız olan yalnız biraz cesaret
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder