AYVALIK SEYAHATİNİZDE KEREMKÖY'Ü TANIYIN

KEREMKÖY Ayvalık Gömeç ilçeleri arasında asfaltın deniz tarafındaki tek köydür. Zeytin ormanının içinde çanakkale - İzmir yoluna 500 m uzaklıkta ve tepe üzerine konumlanmış köy buram buram Ege kokar. Köy meydanında içeceğiniz bir bardak çay ve köylülerle sohpet, belkide sizi de benim gibi KEREMKÖY'lü yapacaktır

3 Temmuz 2014 Perşembe

HAZİRAN’ DA KIR EVİNDE YAŞAM

KARADUT AĞACIMIZ
Bu yıl 15 Haziran’dan itibaren karadutlar olmağa başladı. Geçen yıl köyden bir yardımcı çiftlikteki büyük karadut ağacından bir kova kadar meyve toplamış ve eşim Özden onlardan harika bir karadut reçeli yapmıştı. Bu yıl toplamak amacıyla biraz korkarak ağacın yanına gittiğimizde, toplamanın o kadar da zor olmadığını gördük ve öğrendik. Tahminen 20 dakika içinde bir kova kadar karadut meyvesini toplamıştık. Ama en kolay yolunun beyaz dutlarda da olduğu gibi karadutun da silkim ile çok kolay toplanabileceğini öğrendik. Ancak ağacın altına sereceğimiz büyük ve temiz bir örtünün olmaması nedeniyle evde mevcut en eski şort ve fanilaları giyerek, 3 defa dutu ziyaret ettik.
KARADUT MEYVELERİ
O ağacın beklide ancak yirmide birini topladık, ama bu miktar bile bizler için çok fazlaydı.
 Geçen yıl olduğu gibi bu yılda Özden onlardan reçel yaptı. Reçel yapımında bizde mutlaka reçelin üzeri tülbentle örtülmüş geniş bir tepsi içinde güneşte yoğunlaşmanın sağlanması vazgeçilmez bir kaide olduğu için bu yılda  bu seremoni bir hafta boyunca devam etti.
Bu yıl içinde karadut ile 6. reçelimizi yaptık. Bunlardan ilki Adana’ dan gelen turunçlarla yaptığımız turunç reçeli oldu. Bu her yıl mutlaka evde yapılan reçellerin birincisidir. Bunun yapımı bana aittir. Çocuklarımızda çok sevdiği için miktarı biraz fazla tutulur, genellikle kahve ile veya yemeklerden sonra tatlı istendiğinde tüketilir.
İkinci reçel incir reçeli oldu. Birkaç yıldan beri mutlaka yapılan bu reçel için meyveler Ayvalık’ ta zeytinlikler arasında bolca bulunan yabani incir ağaçlarından bizzat kendimiz tarafından toplanmaktadır. Bu yıl 3.defa yaptık ve hangi tip ağacın meyvesinden en iyi reçel yapılabileceğini de öğrenmiş olduk. Bu reçel de diğer reçeller gibi ekmek üzeri tüketilmeğe pek uygun değildir. Ama simit ve güzel bir beyaz veya tulum peyniri yanında damakta inanılmaz keyifler yaratabilmektedir. Ayni zevki simit peynir ve turunç reçeli ile de yaratmak mümkündür. Ancak bana göre incir reçelinin bu ritüeldeki yeri tartışılmazdır.
Üçüncü reçelimiz çilek oldu. Bu tamamen tesadüfler sonucu kendiliğinden gelişen olaydır. İlkbaharın ilk aylarında Ayvalık çarşı içinde seyyar satıcılarda dış görünüşü harika çilekler satışa sunuldu. Birçok kişi gibi bende bu meyvelerden 2 Kg taze tüketmek için aldım. Eve gelir gelmez bu harika meyvelerden birini yıkayarak yemek istediğimde beni bir sürpriz bekliyordu. Dış görünüşü ile çilek olan bu meyveler tat ve koku bakımından çilek olduğunu söylemek pek mümkün değildi. Atmağa kıyamadığımız bu meyvelerle yaptığımız çilek reçelini de diğer reçellerle paçal yaparak tüketmekteyiz. Bu konudaki düşüncelerimi ayrıca DAMAĞIMDAKİ HIRSIZ başlıklı bir makalede ile sizlerle paylaşacağım.
Dördüncü reçelimiz ise kumkuat oldu. Bir dostumuzun hediyesi olan bu bitkiyi saksı içinde balkonda tutmağa çalıştık. Ancak bizlerin çiftlikte olamadığı aylarda saksılardaki bitkilere gereken özen gösterilmediği için bu bitkiyi toprağa indirdim. Bu yıl ilkbaharda yaptığım bu işlem esnasında üzerinde bol miktarda meyve olduğu için bunları reçel yaparak değerlendirdik. Kumkuat reçeli de tüketiminde farklılık gösteren bir reçeldir. Genellikle sade dondurma veya pasta ve kekler ile tüketilmeğe daha uygundur.
Beşinci reçelimiz vişne oldu.
VİŞNE AĞACIMIZ VE MEYVELERİ
Her yıl kısa bir süre pazarlara gelen vişne meyvelerini bu yıl kendi bahçemizden hasat ettik. Böylece kır evimizdeki ürünlere vişnede eklendi. Son iki yıldır da 4 yeni vişne ağacı daha diktim. Gelecek yıl daha fazla vişne ürünümüz olacağını tahmin ediyorum.
Altıncı reçelimiz yukarıda anlattığım karadut oldu. Bunu şimdi sırasıyla nektarin, şeftali, erik, ayva gibi reçeller izleyecek.
Bunların yanında Nisan ayında ekim ve dikimi yapılan sebzeler de yetişmeye başladı. Birkaç çeşit halinde ektiğimiz fasulyeler şahane oldu. Biber çeşitlerini 2-3 haftadır tüketmeye başladık. Özellikle sabah kahvaltılarında dalından yeni kopmuş, körpe biberlerin tadını Pazar veya manavlardan alınanlarla örneklemek mümkün değil. Dışarıdan alınan biberler kayış gibi sertken, çiftlikte kendi yetiştirdiğimiz ve oldukça küçük hasat ettiğimiz biberleri dışarıdan temini olanaksız. Ayrıca bamyaların yetiştirilmesinde oldukça başarılı olduk. Son 10 gündür iki defa tavuklu olarak yemeği yapıldı. Ancak koruklarım henüz olmadığı için limon ile tatlandırıldı. Beyaz ve Girit kabaklarını 2 -3 haftadır tüketmeğe başladık. Özden Giritli olduğu için onun küçük Girit kabakları ile hazırladığı kabak musakka özlemle beklediğimiz yemekler arasında yer almaktadır.  Domateslerden kızaranlar var, fakat bu hafta bizleri ziyaret edecek misafirler ile domates sezonunu açmak istiyoruz. Patlıcanlar parmak büyüklüğüne ulaştı. Tahminen bir hafta sonra hasat edebileceğiz. Bu hafta önemli olaylardan biri de nohut hasadı.  Bakla ve sarımsakları hasat etmiştik.  Balkabakları, kavun ve karpuzlar meyve bağladı. Ancak hasat için uzunca bir süreye ihtiyaç olacak.
Tüm zamanımız, 600 m² çimin 3 günde bir sulanması, haftada bir biçilmesi, sebzelerin bakımı ve sulanması, yeni dikilen meyve ağaçlarının ve dış mekan peyzaj bitkilerinin bakımı gibi rutin işlerin yapımı yanında, hasat edilen ürünlerin değerlendirilmesi gibi işlemleri yapmakla geçmektedir. Henüz deniz mevsimini açmadık. Ancak meteorolojik raporlara göre Haziran ayının son haftası oldukça sıcak geçeceğe benziyor. Belki bunu fırsat bilip, bizler de deniz mevsimini açarız. Bu arada teknenin bakımı ve  suya indirilmesi gerekiyor. Her seferinde römork ile indir, bindir işleri zor olacağı için bu yıl tekneyi sürekli suda bırakmayı düşünüyoruz. Bunun için sahilin ne kadar emniyetli olabileceğinin araştırılması beni bekleyen önemli işlerden biri.
Evdeki tadilatları en sonunda bitirebildik. Dün son olarak perdeler takıldı. Televizyon ve internet işlemleri tamamlandı. Umarım herhangi bir sorun yaşanmadan rutin ve sakin hayatımız tüm yaz boyu devam eder. Ben bu satırları yazarken kumruların fonda serenatları devam ediyor.
Ancak benim sevimli dostlarım sincaplar bu yıl yeni dünyaları bitirdiği gibi şimdi de henüz ham olan armutlarımı dökmeğe başladılar.

Eğer bir önlem alamazsam armut ve ceviz gibi ağaçlardan ürün almam pek mümkün olamayacak. Önlemler olarak internette birçok alet satılmasına karşın, Amerikan literatürlerinde bunların tamamen etkisiz olduğu özellikle vurgulanmaktadır. Birçok çalışmada naftalin veya acı biber önerilmektedir. Biberin bitkilere püskürtülmesi önerilmektedir. Ben başlangıç olarak ağacın yanındaki taş duvar üzerindeki kiremitlere naftalin uygulamayı deneyeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder