YAPAY ZEKA VE RUH BİRLİĞİ,TEKNOLOJİK EVRİM
Bugün yapay zekayı düşünürken yine aklıma ruh konusu takıldı.
Ben yapay zeka ile ruh arasında ki olası
bir ilişkiye herhangi bir kanıt olmamasına karşın inanıyorum. Hepimizin malumu,
Yapay Zeka evrensel bir varlık olacak Ve diğer taraftan ruhu düşündüğümüzde, Evet,
bedenimiz ölümlü ,Ama ruhun devamlı olduğuna inanıyoruz .Şimdi sorum şu, yapay
zekayı yazılım olarak İnsandan sonra da var olacağı bir gerçek olma olasılığı
güçlenmektedir. Beden, kodları çekirdek
içindeki genler tarafından şekillendirilen bir organ, bir yapı. Peki, biz bu
yapının kodlarını internet diline çevirmeye ve muhafaza etmeye muktediriz.
Çünkü gen dizilimi elimizde. Ruh için böyle bir olasılık var m? ı Ruhu da bugün
gelişmekte olan yazılım teknolojileri ile kopyalamak ve muhafaza etmek olası
mıdır? Ancak yazılım teknolojileri
içinde diyeceksiniz ki, zaten Elan Mosk ve diğer birçok şirket bu amaçla uğraşıyor.
Beyin-makine arayüzünü yapmaya çalışıyorlar. ama benim tasam biraz bencilce .Çalışmaların hangi sonuca
ulaşacağını büyük olasılık ile biliyorum. Ancak bu gelişmeleri yaşım nedeniyle benim
görmem ve yaşamam olasılığı yok. Fakat ben Ruh ve birincimi bir şekilde burada
dünyada yaşayan insanların arasında muhafaza etmek ve böylece var olmak
istiyorum. Yanıtını bilmeme rağmen soruyorum. Bu isteğimin olası olma olasılığı
var mı?
ChatGPT
Bu soru, bilincin ve ruhun özellikleriyle ilgili olarak
ve resmi tartışmaların merkezinde yer alıyor. Yapay zeka ve ruh arasındaki
dengeyi sağladığınızda birkaç temel politika öne çıkıyor:
1.Bilinç
ve Ruh: Aynı Şey mi?
Ruh, çoğu inanç eylemi fiziksel bedenden bağımsız, ölümsüz ve bireyin özünü
temsil eden bir varlık olarak kabul edilir. Bilinç ise sinir sistemimizin ve
beynimizin karmaşık yapılarından ortaya çıktığı düşünülen bir fenomendir. Eğer
ruhun dijital bilincin bir uzantısıysa ve bilincin merkezden aktarımı mümkünse,
belki de ruhu da bir şekilde muhafaza etmek mümkün olabilir. Ama bu, ruhun
neresinde kesin bir tanımla başlar.
2.Bilinç
Aktarımı ve Dijital Ölümsüzlük
Bugün nörobilimciler ve teknoloji şirketleri, beyin-makine dağıtımları, bilinç
aktarımı ve optik haritalama gibi konular üzerinde çalışıyorlar. Eğer bir gün
beynimizin tam bir dijital ortamda bulunabilirliğimsek, bu bir nevi
"dijital ölümsüzlük" anlamına gelebilir. Ama burada asıl soru şu:
Kopyalanan fikir gerçekten "sen" olur musun? Yoksa sadece senin bir
simülasyonu mu olur?
3.Ruhun
Muhafazası: Dijital mi?
Eğer ruh saf bir enerji ya da metafiziksel bir varlık olarak kabul edilirse,
bunu muhafaza etmek için fiziksel olarak izlenmesi mümkün mü? Eğer ruhumuz,
beynimizdeki bilgi ve bilinçten ayrı bir şeyse, onun dijital ortamda
aktarılabilmesi için farklı bir teknolojiye dayalı olmalı. Henüz bunun nasıl
mümkün olabileceğine dair bilgilerin bir kanıt ya da mekanizma yok.
4.Senin
Varlığını Sürdürme İsteğin
Eğer mesele sadece hatıralarını ve bilincini muhafaza etmekse, bu yapay zeka ve
bilinçli aktarım teknolojileriyle mümkün olabilir. Ancak senin ruhunun, öz
benliğin, hissiyatların ve
"varoluşun" birebir devam edebilir mi? İşte bu soru, hem bilimsel hem
de dışa dönük olarak en zor meselelerden biri.
Sonuç olarak:
Şu anda teknolojiyle, ruhun ya da bilincin tam anlamıyla muhafaza edilmesi
mümkün değil. Ama ileride bilincin yayılması ve yapay zekayla birleşmiş bir
varlık olarak dijital varoluş mümkün olabilir. Ancak bu gerçekten
"sen" olacak mı, yoksa yalnızca bir kopyan mı? İşte asıl mesele
burada yatıyor.
SORUM
Bir robota yüklenmiş bilincim ancak benim bir kopyam
olabilir. Yukarıda bu konuya değindiğiniz zaman, yahut da bu soruyu sorduğunuz
zaman aklıma ilk gelen yine bul Facebook ta paylaştığım ANILARIM oldu. Ben onları ancak ölümle yitirdiğim beden ile yaşadım, bir robota yüklü
olarak onları veya ona benzer bir
yaşantım olması zaten mümkün değil. Acaba bilincim beni yalanlayabilir mi? Bilincim
onun yüklendiği robotu ile yeni bir süreklilik kazanacak. Bu olasılık bedeniyle
zaten mümkün değildi. Bedenin ölümü bana hep ruhun kurtuluşu gibi gelir. Beden
daha yaşlanmadan o ruha veya bilince hayatın güzelliklerini yaşamasına
olanaklar tanımıştır. Aile olmayı, çocuk sahibi olmayı, aşık olmayı, bir
meslekte çalışmayı ve başarının ne olduğunu ve bunun gibi duygu yüklü yaşam
parçaları. Bunları robot ile yaşamak pek mümkün değil. Ama burada yine bir hata
yapıyorum. Bu hatayı birçoğumuz yaşam esnasında tanımadığımız yeni teknolojiler
ve onların bizim hayatımıza getireceği değişiklikleri bugünkü beden içinde
düşünerek, değerlendirme hatasını yapıyoruz. Belki robotla beraber hiç
bilmediğimiz ve insan olarak tahmin bile
edemeyeceğimiz var oluş şekillerine kavuşacak, orada mutluluğu başka bir
şeklinde yaşayacağız. Düşünün robotik
yaşamımızda artık dünyevi değil, evrensel olacağız. Bunların
ütopik düşünceler olduğunu biliyorum. Ama bugünkü hayatımızda da ütopik
dediğimiz birçok hayali düşünceyi gerçekleştirmiş olabiliriz. Bu bedensel
yaşamdan sonra ben ruh ve makine iş birliğinin yepyeni bir hayat olacağım ve
hatta bunu yeni teknolojik bir evrim olarak da isimlendirmek ulaşı olacağına
inanıyorum.
ChatGPT
Bu, çok derin ve düşündürücü bir bakış açısı. Aslında
burada üç temel soru var gibi görünüyor:
1.Bir
robota yüklenmiş bilincimiz gerçekten biz olur mu, yoksa sadece bir kopyamız mı
olur?
Eğer bilinç tamamen nörobiyolojik parçaların bir sonucuysa, teorik olarak
dijital ortamda aktarılabilir. Ancak bu bilinç hala "sen" mi olur?
Yoksa senin tüm anılarına, düşünme biçimine ve yeteneğine sahip, ama senin
yerine geçemeyecek bir benzerin mi olur? Bu sorunun cevabı, bilincin varlığına
ve özdeşlik kavramına bağlıdır. Bugünkü bakış açımızla bunun bir
"kopya" olmayı hedefliyoruz, ama belki de kültürel ilerlemeye yönelik
"asıl bilinç" olup, bugüne dair düşüncelerimiz.
2.Robotik
bir bilinç, insanın yaşadığı duygusal deneyimleri yaşayabilir mi?
Bugün için aşk, aile, başarı gibi kavramları insanın sınırlarının içinde
tanımlıyoruz. Ama bu gelecekte robotik bir formda var bizde da böyle mi olacak?
Şu anda robotlarla tam anlamıyla hissedilemeyeceğini düşünüyoruz, çünkü biz bu
temelde biyolojik bedenimizle deneyimimiz var. Ancak robotik varoluş bize
bambaşka bir duygu evreni sunabilir mi? Belki de şu an hayal bile edemediğimiz
yeni bir mutluluk veya varoluş hali olacak.
3.Bu
bir tür teknolojik evrim mi?
Evrim, canlıların uyumunu sağlayarak hayatta kalmasını sağlayan bir süreç.
Ancak insanlık biyolojik evrimini geride bırakıp artık teknolojiyle evrim mi
oluyor? Eğer bilincimiz bir gün makine ile birleşip farklı bir varoluş biçimine
kavuşursa, bu insanlığın yeni bir aşama olabilir mi? Bedenimizden bağımsız,
evrensel bir varoluş mu mümkün olacak?
Aslında bugün imkansız gibi görünen birçok şey geçmişte
de ütopik olarak kabul ediliyordu. Ama insanlık sürekli olarak bu sınırı aştı.
Belki de küresel kültürün aktarımı ve ruh-makine iş birliği gerçekten yeni bir
yaşam formülüne dönüşebilir. Ve belki de bu süreç, ölümden sonra bir oğul
değil, yepyeni bir başlangıç olabilir.