Eğer Kuzey Ege’de sessizliğin hüküm sürdüğü bir kır
veya köy evinde, kuytu bir köşede iseniz, İda'nın mitolojik tanrı ve tanrıçalarının nefesi
olan Ege'nin kuzey rüzgarları sizleri büyülenecektir. Bu gizemli sesin değişik
tınıları sizi hayal dünyasının tanımadığınız değişik köşelerine taşıyacaktır.
Körfezin ana unsurlarından olan bu kuzey yazarlıklarının o karmaşık, ama sizi içine alan ve gerçek dışı ama size huzur, güven ve gizemin içine alan o sesi
Keremköy’ de kır evinde duydum ve ayırtına vardım. İda’nın mitolojik
efsanelerine, Truva’ ya, Afrodit ve Zeus’ e yabancı olmayan Körfezli
kökenlerim, İda’nın bu zaman zaman huzur ve dinginlik veren, bazen kavgacı ve
laf anlamaz hırçınlığını saygı ile karşılamamı bana öğretmişti. Bugün Kuzeyli rüzgarlar sanki benim körfezim ve küçük dünyama okyanusların o büyük dalgalarının
sahilleri dövme sesinini taşıyordu. Ama genelde arka planda bana yaşamı
fısıldayan doğanın ritmine, birden erkek kumruların eş aramak için biteviye tek
düze ötüşleri, beni o sihirli dünyamdan, kır evinin sakin, huzur veren,
günümüzün tüm kargaşasından uzak atmosferine taşıyı verdi.
Doğanın içinde bir yanda İda’nın nefesi poyraz, diğer
yanda asırlardan buyana kutsal kitaplara konu olan zeytin ormanlarının hüküm
sürdüğü Körfez, ülkemizin ender yörelerinden biridir. Zeytin tarımında
agrokimyasalların (ilaç, kimyasal gübreler ve hormon) oldukça az kullanımı bu
sihirli dünyanın dengesini henüz bozmamıştır. Bu nedenle Körfezde ender
bulunan Keremköy gibi kendini kitle turizminden korumuş bölgelerde yaşam, size
doğanın bir parçası olma fırsatını ve şansını da vermektedir. Artık günümüzde
dede ve büyük annelerin özlemlerinden yaşayan bu sihirli dünyayı, ülkemizin hala
bazı köşelerinde bulmak ve onu yaşamak mümkündür. Acaba turizmin başka bir
versiyonu ile bu gibi yörelere zarar vermeden, huzur veren ve bir şekilde
kendini koruyabilmiş bu yerleri, çocuklarımız ve torunlarımız ile tanıştırmanın
bir yolu olabilir mi? Biz büyük baba ve büyük annelerin nostaljilerinde kalan sessizliğin
hüküm sürdüğü, doğası henüz bozulmamış, insanın kendini doğanın bir parçası
olarak hissettiği bu yöreleri büyük şehirleri kendilerine dünya edinmiş çocuk
ve torunlarımıza tanıtmak için neden bir uğraşımız yoktur? Çünkü bu gençlerin
ebeveynlerinin çoğu da bu gibi yaşam ortamlarının yabancısıdır. Yani yukarıda
anlatmak istediğim doğal yaşam şeklini ancak bu genç ana babaların ebeveynleri
bilmektedir.
Bu nedenle özellikle bu genç ebeveynlere seslenmek
isterim. Sizlerin ebeveynlerinin nostaljisi olan bu gibi yaşam köşeleri artık
çok eskilerde kalmaya başlamıştır. Sizlerin ebeveynleri bunları büyük bir özlem
ile hazırlamaktadırlar. Bu nedenle tatillerinizi, bu gibi korunmuş, doğası
yaşayan, ama artık sizlerin büyükleri için bile nostaljik olan bu köşeleri
bulun tanıyın ve çocuklarınıza da tanıtın. Yaşamı büyük şehirler sınırları
içinde zanneden sizler, Ayvalık gibi sahil kasabalarına geldiğinizde
alışkanlıklarınızın esiri olarak veya size turizmcilerin sunduğu hazır
programlar dışında da bir hayat olabileceğinizin beklide farkında
değilsinizdir. Çocuklarınız ile birlikte
çevreye yapacağınız küçük geziler, asırlardır yörenin esas sahibi benim diyen
zeytin ağaçları veya Kozak yolu üzerinde muazzam çam fıstığı ormanları ve
onların büyüleyici manzaraları, zeytinlik alanların toprak işlemeleri esnasında
martıların solucan veya fare avlarını izlemek, kırsalda poyrazın değişik ses ve
serinliğini hissetmek, zeytinlikler arasında yaramazlık yapan sincapları kendi
ortamlarında görmek, yüksek kesimlerde Ege’nin eşsiz güzelliğini, adalarını
seyretmek, sizlere şehirlerin dışında da harika bir dünyanın ayırtına varmanızı
sağlayacaktır.
Buralarda bu gibi yerlerin yerel yönetimlerine de
önemli görevler düşmektedir. Bu gibi sakin köşelerde yerel halkın
bilinçlendirilerek pansiyonculuğa teşvik edilmesi gerekir. Zaten iş
olanaklarının son derece kısıtlı olduğu bu yörelerde, turizm yoluyla hem yerel
halka yeni imkanlar ve hem de yukarıda anlatmaya çalıştığım bu korunmuş
bölgelerin genç kuşaklara tanıtılması da mümkün olacaktır.
Sizleri ailecek Kuzey Ege'nin Toscana vadisi olarak
bilinen, ancak çok az yurttaşımızın bildiği bu sihirli dünyaya bekleriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder