Gençliğimden
beri mutfakta bir şeyler yapmak hep hoşuma gitmiştir. Eşimle beraber Almanya’
da bulunduğumuz zamanlarda ufak atıştırmalıklar hazırlamak daima benim görevim
olmuştu. Daha sonra Adana’da Çukurova Üniversitesinde işe başladıktan sonra mutfak
işini eşim devraldı ve emekli oluncaya kadar da beni mutfağa sokmadı. Ancak
Torunum olduktan sonra ona yemek hazırlamak benim için vazgeçilmez bir hobi
oldu. O da benim yaptıklarımı keyifle tüketince, zannederim mutfağa ilgim
tekrar uyanmağa başladı. Bugün kendi bir genç hanım olmasına rağmen, bizleri
ziyarette ona yemek hazırlamak beni hala mutlu ediyor. Özellikle ismini dede
tostu dediğimiz ve beyaz ekmeğin dış kabuğu ile hazırladığımız tostlara kimse
karşı duramıyor. 2003 Yılında emekli olup çiftçiliğe başladığımda mutfak ile
tekrar buluştum ve genelde yalnız olduğum için içimden geldiği gibi denemeler
yapmağa başladım. Daha sonra bu uğraşımı Adana’ da ikamet ettiğimiz ve 40
yıllık dostlarla paylaştığımız sitemizde, hanımların özellikle bizim evde eşim
Özden ile buluşmalarında deneme ve onların takdirlerini almak beni birazda olsa
bu konuda biraz şımarttı. Çünkü bu hanımların hemen hepsinin çok iyi aşçılar
olduğunu biliyordum. Çoğunun sofrasını defalarca paylaşmış ve büyük bir keyif
ile sunulan yemekleri tüketmiştim. Yeri gelmişken şunu da sizlerle paylaşmak
isterim. Adana’ da olduğumda bu komşuların mutfak maceralarını da sizlerle
paylaşmayı deneyeceğim.
İşte
bu BLOG un içinde sizlerle zaman zaman mutfak maceralarımı anlatmak ve bunlara
ait resimleri paylaşmak istiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder